27 Ağustos 2007 Pazartesi

Şiir Terimleri,Nazım Şekilleri,Kafiye Çeşitleri

ŞİİR İçinde bulundurduğu ses, anlam, ritm ve gizemle insanın gönül dünyasına hitap eden eserlere şiir denir.Şiir, çoğu kez onunla aynı sanılan nazım kavramından değişik anlamlar içerir. Nazım, ölçülü ve kafiyeli sözlere verilen addır. Nazım ile oluşturulmuş şiirler olabileceği gibi, her nazmın da şiir olmadığını bilmek gerekir.Şiirde hayal, duygu ve düşünce unsurları önemli yer tutar. Bunlardan mahrum bir şiir düşünülemez.Şiir, manzum, yani ölçülü ve kafiyeli olabileceği gibi, ölçüsüz de yazılıp söylenebilir. Ölçüsüz yazılmış şiirlere serbest nazım (serbest şiir) adı verilir.
Şiirler işledikleri konular bakımından altıya ayrılır:1- Epik Şiir: Konusu savaş, kahramanlık, yiğitlik ve yurt sevgisi olan ya da tarihsel bir olayı coşkulu bir anlatımla işleyen uzuncu şiirlere denir. Aynı anlamda destanî şiir, hamâsî şiir, kahramanlık şiiri terimleri de kullanılır.(Mohaç Türküsü – Y.Kemal Beyatlı, Mehmetçik – Fazıl Hüsnü Dağlarca – Üç Şehitler Destanı’ndan)
2- Lirik Şiir : İçten gelen heyecanları coşkulu bir dille anlatan duygusal şiir türüdür. ( Divan ed. Da özellikle gazeller, murabbalar, şarkılar; halk ed. Da koşmalar, semailer lirik şiir türüne örnektir. ) (Lir: Bir çeşit saz. Rebâbî de denmiş. )
3- Pastoral Şiir : Doğa güzelliklerini, orman, dağ, yayla, köy ve çoban yaşamını ve bunlara karşı duyulan özlemleri anlatan şiir türüdür. Pastoral sözcüğü “çobanlara ilişkin” demektir. Türkçe’de bu anlamda râiyâne, rüstâî terimleri de kullanılmıştır. Batı ed. Da doğrudan doğruya doğa manzaralarını canlı bir biçimde anlatan şiirlere idil, konuşma biçiminde yazılan pastoral şiirlere de eglog denir.(Bingöl Çobanları – Kemalettin Kamu)
4- Didaktik Şiir : Belli bir düşünceyi aşılamak ya da belli bir konuda öğüt, bilgi vermek, ahlaki bir ders çıkarmak amacıyla öğretici nitelikte yazılan, duygu yönü zayıf şiir türüdür. Türk Ed.da ta’limî terimi de kullanılmıştır. Manzum hikayeler ve fabllar bu bölüme girer. (Seyfi Baba – M.Akif Ersoy, Karga ile Tilki – Orhan Veli)
5- Dramatik Şiir : Manzum olarak yazılmış tiyatro eserleri bu bölüme girer. Dramatik manzume, karşılıklı konuşma şeklinde yazılan manzumedir. Bu şiirler genellikle acıklı ya da korkunç olayları anlatırlar. Anlattıkları konuyu okuyucunun gözünde canlandırırlar. Dramatik manzumeler anlattıkları konulara göre şu çeşitlere ayrılır: Trajedi, komedi, dram. (Faruk Nafiz Çamlıbel ve Necip Fazıl Kısakürek’in bu türde eserleri vardır.)
6-Satirik Şiir : Toplumsal düzensizlikleri, kişilerdeki dalkavukluk, düzenbazlık, kendini beğenmişlik, mevki düşkünlüğü gibi huylar; devlet yönetimindeki umarsızlık, çıkarcılık ve beceriksizlikleri anlatan bunları yeren şiirlere denir. Divan ed.da hicviyeler, halk ed.da taşlamalar bu şiir türünün en güzel örnekleridir. Şeyhi, Bağdatlı Ruhi, Nef’i, Ziya Paşa güzel örnekler vermişlerdir.
ŞİİRİN UNSURLARI
1- Şekil Unsurlarıa) Nazım birimib) Nazım şeklic) Ölçü (Vezin)d) Kafiye – redif2- Muhteva Unsurlarıa) Konu ve temab) Dil ve anlatımŞİİRİN ŞEKİL UNSURLARI
Nazım Birimi : Şiiri oluşturan mısra gruplarına denir. Nazım birimi şiiri oluşturan yapı taşlarından biridir. Şiirdeki her bir satıra mısra denir. Tek mısralık dizelere mısra-ı âzâde denir.Neler çeker bu gönül söylesem şikayet olur. (Ş.Yahya)Şiir içindeki mısraların kümelenmesinden meydana gelen nazım birimi; kümede bulunan mısraların sayısına göre ad alır. İki mısralık öbeklere beyit; dört mısradan oluşanlara kıta veya dörtlük; üç, beş, ve daha fazla mısralı öbeklere bent denir.
Nazım Şekli : Kafiye örgüsüne ve mısra sayılarına göre manzumelerin aldığı biçime, sundukları görünüme nazım şekli denir.
KLASİK EDEB NAZIM ŞEKİLLERİ: Gazel, murabba, mesnevi, terkib-i bent, terc-i bent, rübai, kaside, tuyuğ, müstezat... (Lise yıllarında genişçe işlenecek.)
ÖLÇÜ (VEZİN)Şiirde dizelerin hece sayısına veya hecelerin ses değerine göre bir uyum içinde olmasıdır.
HECE ÖLÇÜSÜ:Şiirde dizeleri oluşturan sözcüklerin hece sayılarının eşitliğine dayanan ölçüdür. Türk şiirinin en eski, ulusal ölçüsüdür.DURAK:Hece ölçüsüyle yazılmış dizeler okunurken belli yerlerde durulduğu, dizenin bölümlere ayrıldığı görülür. Okunurken durulan bu yerlere durak denir.* Durak hiçbir zaman bir sözcüğün ortasına gelmez, her zaman sonuna gelir.
ARUZ ÖLÇÜSÜ:Dizelerdeki hecelerin uzunluk ve kısalığına göre, açık ya da kapalı oluşuna göre düzenlenmesidir. Kısa heceler nokta(.) uzun heceler çizgi (-) ile gösterilir.* Bu ölçüyle yazılan elimizdeki en eski eser Kutadgu Bilig’ dir.İmale: Aruz kalıbına uydurmak için kısa hecenin uzun sayılmasıdır.Zihaf: Uzun heceleri kısa okumaktır.
SERBEST ÖLÇÜ:Bu ölçüde hecelerin sayısı ya da uzunluğu kısalığı dikkate alınmaz.
REDİFMısra sonlarında yazılışları, okunuşları, anlamları ve görevleri aynı olan eklerin, kelime ve kelime gruplarının tekrar edilmesine "redif" denir.*........yanda*........zamanda
KAFİYEŞiirde mısra sonlarındaki ses benzerliklerine denir. Kafiyeyi oluşturan eklerin ya da kelimelerin; yazılışları ve okunuşları aynı, anlamları ve görevleri farklı olmalıdır.*...........derinden.*...........kederinden.
KAFİYE ÇEŞİTLERİ
YARIM KAFİYE:Tek ses benzerliğine dayanan kafiyedir.*............kaş*............hoş
TAM KAFİYE:İki ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür.*.........ben*.........yelken
ZENGİN KAFİYE:Üç ya da daha çok ses benzerliğine dayanan kafiye türüdür.*........... yolculuk*...........soluk
CİNASLI KAFİYE:Anlamları ayrı, fakat yazılış ve okunuşları aynı olan kelime ve kelime gruplarının mısra sonunda tekrarı ile oluşan kafiyedir.*...........vakit çok geç*...........nasıl geçersen geç.
KAFİYE ÖRGÜSÜ
DÜZ KAFİYE: Dörtlüğün, birinci dizesiyle ikinci, üçüncü dizesiyle dördüncü dizelerinin kendi aralarında kafiyeli olmasıdır.… yazın uyumak→ a… beyaz bir yumak→ a… hülyaya varmış→ b… teller ağarmış→ b
ÇAPRAZ KAFİYE: Dörtlüğün, birinciyle üçüncü, ikinciyle dördüncü dizelerinin kendi arasında kafiyeli olmasıdır.… böyle çılgınlara→ a… başladı aynalar→ b… aşkın peşi sıra→ a… bu kumar→ b
SARMA KAFİYE: Dörtlüğün, birinciyle dördüncü, ikinciyle üçüncü dizelerinin kafiyeli olmasıdır.… bu memleketin→ a… temiz gönüllerine→ b… nuru yerine→ b… kara kuvvetin→ a

Ömer Seyfettin Özgeçmişi,Eserleri

Ömer Seyfettin 1884 yılında Gönen'de (Balıkesir) doğdu. Asker olan Yüzbaşı Ömer Şevki Bey'le Fatma hanım'ın ikisi küçük yaşlarda ölen dört çocuğundan birisidir. Öğrenimine Gönen'de bir mahalle mektebinde başladı. Ömer Şevki Bey'in görevinin nakli dolayısıyla Gönen'den ayrılan aile İnebolu ve Ayancık'tan sonra İstanbul'a geldi. Ömer Seyfettin, önce Mekteb-i Osmanî'ye, ardından 1893 ders yılı başında da Askerî Baytar Rüştiyesi'ne kaydedildi. Bu okulu 1896'da tamamlayarak Edirne Askerî İdadîsi'ne devam etti. 1900'de İdadî'yi bitirerek İstanbul'a döndü. Burada Mekteb-i Harbiye-i Şahâne'ye başladı. 1903 yılında Makedonya'da çıkan karışıklık üzerine "Sınıf-ı müstacele" denilen bir hakla imtihansız mezun oldu. Piyade Asteğmeni rütbesiyle, merkezi Selanik'te bulunan Üçüncü Ordu'nun İzmir Redif Tümeni'ne bağlı Kuşadası Redif Taburu'na tayin edildi. 1906'da İzmir Jandarma Okulu'na öğretmen olarak atandı. Bu, Ömer Seyfettin için önemli bir hâdisedir. Zira bu vesileyle İzmir'deki fikrî ve edebî faaliyetleri takip edecek ve bunlar içerisinde yer alan gençlerle tanışacaktır. Nitekim batı kültürünü tanıyan Baha Tevfik'ten Fransızca bilgisini artırmak için teşvik görür. Necip Türkçü'den ise sade Türkçe ve millî bir dille yapılan millî edebiyat konusunda önemli fikirler alır.
Ömer Seyfettin Ocak 1909'da Selanik Üçüncü Ordu'da görevlendirilir. Selanik'te çıkmakta olan Hüsün ve Şiir dergisinin ismi kil Koyuncu'nun istek ve ısrarı üzerine Genç Kalemler'e çevrildikten sonra 11 Nisan 1911'de Ömer Seyfettin'in "Yeni Lisan" isimli ilk başyazısı imzasız olarak yayımlanır.
Genç Kalemler yazı heyetini oluşturanlar Balkan Savaşının başlaması üzerine zarurî olarak dağılırlar. Ömer Seyfettin yeniden orduya çağrılır, hatta esir düşer. Nafliyon'da geçen esaret hayatı sırasında sürekli okur. "Piç", "Mehdi", "Hürriyet Bayrakları" gibi hikâyelerini bu yıllarda yazar. Bu hikâyeler Türk Yurdu'nda yayımlanır. Esareti süresince gerek okuyarak, gerekse yaşayarak yazarlık hayatı için önemli olacak tecrübeler kazanır.
Ömer Seyfettin 1913'te esaret hayatı bitince İstanbul'a döner. Bir süre sonra da Türk Sözü dergisinin başyazarlığına getirilir. Burada Türkçü düşüncenin sözcülüğünü yapan yazılar yazar. 1914 yılında Kabataş Sultanisi'nde öğretmenlik görevine başlar ve bu görevini ölümüne kadar sürdürür.
1915'te İttihat ve Terakki Fırkası ileri gelenlerinden Doktor Besim Ethem Bey'in kızı Calibe Hanım'la evlenir. Bu evlilik Güner isimli bir kız çocuğuna rağmen bozulur. Yazar tekrar yalnızlığına döner.
1917'den ölüm tarihi olan 6 Mart 1920'ye kadar geçen zaman birçok acı ve sıkıntıya rağmen verimli bir hikâyecilik dönemini içine alır. Yeni Mecmua, Şair, Donanma, Büyük Mecmua, Yeni Dünya, Diken, Türk Kadını gibi dergilerle Vakit, Zaman ve İfham gazetelerinde hikâye ve makaleleri yayımlanır. 1917 yılından ölümüne kadar, o dönemki adı ile Kabataş Sultanisi'nde edebiyat öğretmenliği vazifesinde bulunur.
Hastalığı 25 Şubat 1920'de artar, 4 Mart'ta hastahaneye kaldırılır. Türk hikâyeciliğinin bu unutulmaz ismi 6 Mart 1920'de hayata gözlerini yumar. Önce Kadıköy Kuşdili Mahmut Baba Mezarlığı'na defnedilir. Daha sonra mezarı buradan yol geçeceği veya tramvay garajı yapılacağı gerekçesiyle 23 Ağustos 1939'da Zincirlikuyu Asri Mezarlığı'na nakledilir.
Ömer Seyfettin Türk edebiyatının en önemli yazarlarından biridir. Otuz altı yıl gibi kısa bir ömüre çok sayıda eser sığdıran Ömer Seyfettin Türk fikir ve edebiyat alanına silinmez izler bırakmıştır.
ESERLERİ
Cakkıdı
Harem (1918)
Zart Bey (1919)
Mahçupluk, Bomba, Yüksek Ökçeler, Yüzakı, Yalnız Efe, Falaka, Aşk Dalgası, Beyaz Lale, Gizli Tatbikat, Kaşağı, Forsa, Gökkuşağı

Edebiyat Üzerine

Websitemiz i küçük çalışmalar sonunda açtık sağolsun blogspot yeterince yardımcı oldu(:
Sitemizin içeriği daha çok edebiyat-sanat üzerine olacak..İşleyeceğimiz Konular genellikle Cumhuriyet sonrası Türk edebiyatı,Ünlü Şairlerin,Yazarların Hayatları,Eserleri gibi Konular..
Daha Çok edebiyat üstüne çalışmalar yapan Kişiler için veya okullarında edebiyat derslerinde başarılı Olmak isteyenler İçin büyük ve seçici bir kaynak Olcağına inanıyoruz..Türk Tarihi eserleri,İlk Türk Destanları,İlk Türk romanlarının yanında 20 yy da Dünya edebiyatında Çığır açmış yabancı yazarlar ve şairler sürekli Gündemimizde olacak..Edebiyat üzerine söyleşiler..Son Çıkan edebi kitaplar,eserleri sürekli sitemizden takip edebilirsiniz..Şimdiden Hayırlı Olsun!